24 Haziran 2008

Uzay Yolculuğu

Bilimkurguya göre günün birinde yüzlerce insan muazzam uzay gemisine binerek bir yıldıza ulaşmak için kuşaklar boyu yolculuk yapacak. Gemiye binenlerin torunlarının torunları uzay yolculuğunu tamamlayacak.

Burada eksik olan bir şeyler var. Yüzlerce hazır insan bulmak zor olacak gibi.

Morg gemiye talep daha yüksek olacaktır. Bedenin yolculuğa başlarken dondurulup yıldızda çözülebileceği bir teknolojiye erişilinceye kadar beklenilecektir. Gemi dev boyutlarda olabilir, yine de dünyadan çok küçük olacağı daha kesin. Fazla kişinin dar ortamda bir ömür geçirmeye sabır göstereceğini sanmıyorum.

Şu da var; Dünyayı çok değiştirdik. Genlerimizin uyum sağlamış ortamlarda yaşamıyoruz artık. Beton binalarda, gökdelenlerde çok zaman geçiriyoruz. Irmakları, dağları özlediğini diyenler olacaksa da oralarda uzun vakit geçirmek için özel çaba harcamayacaklardır. Gökdelene benzeyen uzay gemisinde yaşamı sürdürmek katlanılmaz olmayabilir.

Belki de yıldızları, gezegenleri ziyaret etmek çok da arzulanan bir şey olmayacaktır. Televizyonun sosyal hayatı yok ettiği dillendirilir. Günde saatlerce izleniyor. Demek ki, kolay erişilen, yormayan sosyal simülasyon gerçeğe tercih edilebiliyor. İnternet, sosyal etkinlikleri kolaylaştırdı. İlişkilerde çoğu zaman aynı ortamda olmak akla gelmiyor. Web sitelerinde keşfedilen her bölgeye ulaşmak sıkıcı da gelir. Bilim insanları mikroskopla incelerken hücreyi, mutlu olmak için dokunmak zorunda hissetmez kendisini. Uzay yolculukları neden bunlara benzemesin! Rahat, tehlikesiz gelişmiş bir gezegen simülasyonu mutlu olmaya yetecektir. Yolculukların robotlara yaptırılması daha olası görünüyor. Ay seferlerine bile ilginin kalmadığını anımsarsınız. Simülasyon robotlardan edinilen bilgilerle hazırlanacaktır.

Dünyanın yok olmasına yakın böyle bir Nuh’un Gemisi de yapılmaya çalışılacaktır elbette, eğer neslimiz sürüyorsa.