Herbert Terrace Nim Projesi adında bir
deney düzenlemiştir. Bir şempanze doğar doğmaz bir insan anneye
verilecek. İnsan gibi yetiştirilecekti. İnsan anne emzirecek,
giydirecekti. Onunla işaret diliyle iletişim kuracaktı.
Şempanzelerin ses telleri uygun yerlerde olmadığından işaret
diliyle iletişim kurmaları daha kolaydır. O'nu insan gibi
büyütecekti. Zaman geçtikçe öğrenmiştir. 100-200 kelimeyi
biliyordur. İnsanlarla iletişim kuruyordur. Hatta tuvaletini
klozete yapmayı da öğrenmiştir. Yıllar sonra hayvan barınağına
götürülür. İnsanlara alışmış olan Nim, ilk defa şempanze
gördüğünde gerginleşir bile. 2011'de BBC “Project Nim”
adında belgeselini de yaptı.
Ama daha öteye gidememiştir. Herbert
Terrace, şempanzenin kurduğu
cümlelerin taklitten ibaret olduğuna karar vermiştir. Deneyin
başarısız olduğunu belirtmiştir. Taklit diyerek kestirip atması
ilginçtir. İnsanlar dili bebekken taklitle öğrenir. Tabii
şempanzeden daha gelişmiş beyne sahip olduklarından daha iyi
taklitçilerdir. Dil de bir mem olarak taklitle yayılmıştır.
Büyüdükçe dili daha karmaşık şekilde taklit ederek geliştirir.
Örneğin yazı yazarken etkilenilen yazarların süslü cümleleri
kullanılarak dili taklit edilir. İnsanlar sohbet ederken sevdikleri
gazetecilerin yargılarını kullanmalarına sıkça rastlanabilir. O
fikirlerle yeni kombinasyonlar oluşturarak bir nevi taklit etmiş
olur.
Elbette bir şempanzeyle derin bir
sohbete girebilmek bekleniyorduysa, bu gerçekleşmeyecekti. Beyin
kapasiteleri o kadar iyi olsaydı şimdiye Dünya'daki diğer baskın
tür olurlardı. Kendi işaret dillerini geliştirmiş olurlardı.
Bir düzeyde kendi kültürlerini kurmuş olurlardı. Ve muhtemelen
insanlarla arasında savaşlar olurdu. Ve olasılıkla
sömürgeleştirilirlerdi.
Yani deneyde, şempanzenin insan gibi
karmaşık cümleler kuracağı, fikirler üretebileceği
düşünüldüyse başarısız olmuştur. Sadece küçük cümlelerle
kendi ihtiyaçlarını anlatabilmesi yeterliyse, bu açıdan deney
başarılı denebilir.
Daha önce de başka deneyler
yapılmıştı. Washoe, Lana adlarında şempanzeler kullanılmıştı.
İşaret dilini öğrenebilmişlerdir. Kısa cümleler
oluşturabilmişlerdir. Soyutlama yapabilmişlerdir. Üzerinde işaret
dili bulunan klavyeyle bilgisayara cümle komutlar verebilmişlerdir.
Hatta bileşik kelimeler uydurabilmişlerdir. Bilgisayara
“Lütfen-makine-ver-parça-bir-elma.” ve
“Lütfen-makine-yap-pencere-açık.” gibi İngilizce gramere
uygun komutlar verebilmişlerdir. Elbette kurdukları cümleler
kendilerinin düşük ilgi alanlarıyla sınırlıdır. Ama cümle
kurdukları ve klavyedeki işaretleri tanıdıklarına göre
soyutlama yaptıkları ortadır.
Önemli olan dili bir düzeye kadar
kavrayabildiklerinin gösterilmesidir. 2,5 yaşındaki bir bebeğin
zekasını gösterebildikleri söyleniyor. Bu çalışmalara katılan
şempanzelerden bazılarının da birbirleriyle işaret dilini
kullanarak iletişim kurdukları ve bu dilin kültürel aktarım
yoluyla birbirlerine geçtiği gözlendi (Hayvan Zihni kitabı,
Tübitak yayınları). İnsana en çok benzeyen bonobo maymunları
ise ne istediklerini, nereye gideceklerini ve gittikleri yerde neler
görüp duyduklarını işaretle belirtebiliyorlar. Dil Araştırma
Merkezi’nden William Hopkins kendi araştırmalarını İnternet
sitesinde şöyle anlatıyor: ‘Şempanzelerin, işlevsel bir dil
öğrenirken, beynin hangi yarısının bu konuda uzmanlaştığına
baktık ve insandaki gibi sol yarıkürenin daha gelişkin olduğunu
gördük.” Ama şempanzelerin, ilk insanların bir dil
geliştirmelerini zorunlu kılan türden çevresel baskılardan uzak
kaldıklarına dikkat çekiliyor.
İlgili Belgeler