18 Ekim 2007

Kapitalizmin Endişeden Beslenmesi

“Güvenle gülümseyebilmek için bu macunu kullanın.” "Nefesin kokarsa kimse seninle konuşmaz." "Kızlar sivilcelilerle düzüşmez.” gibi temalar işlenir. Yapılmazsa kaybedebileceği bir şeyler olduğuna inandırırlar. İnsanları korkuturlar. Sermayenin çarkları döner.

Şeklinde anlayışlar vardır.

Korku duygusu, canlıyı doğal tehlikelere karşı erken uyarı görevi yapar. Bu duyguya neden olan gen kompleksinin, içinde bulunduğu canlının, hayatta kalma şansı daha yüksek olacağından yaygındır. Memler duygulara uyum sağlayarak, beyindeki kalıcılığını ve yayılmasını yüksek seviyeye çıkarır. Korku çok güçlü bir duygudur. Korku duygusuna yönelik öğeler barındıran memler hem daha az değişir, hem de daha hızlı yayılır. Tanrı memi ilk akla gelenlerdendir: “Tanrı’ya inanın, yoksa cehennemde yanarsınız.” “Başka tanrılara tapan kavimlerin sonu felaket oldu.” iletilerine dinsel kitaplarda sıkça rastlanılır. Özellikle çocuk beyinlerinde kalıcı bir yer edinir.

Kararlarımızda korkularımızın rolü es geçilemez. Sevgiliyi elinden kaçırmamak uğrana sürekli etkileyici olmaya çalışmak Evlenme sebeplerinin başlarında “yaşlılığında yalnız kalmamak.” yer alır. Besteci dinleyici kitlesini korumak için sürprizli motifler kullanmaya çok özen gösterir. Olmaması halinde kötü neticeleri olacağa inandırılan etkinliğe katılmaya ikna olmak kolaydır.

Kuşlar uzun kuyruklarıyla eşlerine çekici görünürler. İyi görünüme yönelik yatırım yapmaya etki edecek genler de seçilegelmiştir. Hoş izlenim bıraktırmaya yardımcı bir madde keşfedildiğini varsayın. Diğerlerinden daha önde olmak veya geri kalmamak maksadıyla, kolayca erişilebilir (bedava) olsa bile uzak duracak insan sayısı azdır.

“Korku yaratmak” kapitalizme özgü görünmüyor. Ancak bilgiyi, başka hedefleri de olsa, yaymanın pratik yolu endişelendirmektir. Pazarlamanın argümanlarında insan duygularının da bulunması umulmadık değildir. Çekici görünmeye çalışmak ve kaygılar bütün ortamlarda varlığını koruyacaktır. Her türlü ilişkinin yönünde paya sahip olacaktır. Siyasetin argümanlarında da “kaygı” kullanılır.

“Küresel ısınma” memleri de etkileyici olabilmek için korkuyu kullanır, gelecekten iyi haberler vermez. Ürünler bu temaya göre yeniden tasarlanıyor. Reklamlarda az elektrik, su harcayan çamaşır makineleri vurgulanmaya başlandı. Küresel ısınma da mal satmak için yapılmış yeni bir korku yalanı mı.

Bazen endişelendirmenin mi mutlu etmenin mi kullanıldığı hakkında kesin kanıya varmak güç: “Şu tıraş bıçağını kullandığında kız arkadaşını öptürürsün.” konusunun işlenmesi sadece, mutlu olmanı biraz daha kolaylaştıracağını iletmeye çalışıyor olamaz mı. Pahalı e-kitap okuyucusu üreticisinin, ormanları önemseyen insanları da hedefleyen kampanya yapması nasıl karşılanırdı acaba…

Anti kapitalist görüşler de yayılmak için bir korku öğesi yaratıyor olmasın, kapitalizmi.

Hiç yorum yok: